ÇAPAN

Her bir nota, her bir mısra, sanatçısının yaşamının derinliklerinden yükselir. Mehmet Çapan da öyle bir sanatçı oldu yaşamı boyunca. Onun hikayesi; duyguların, renklerin ve sözcüklerin buluştuğu bir yolculuğa dönüştü.

Dersim coğrafyasının derin soluğunu taşıyan bir ses vardı; o ses Mehmet Çapan'ın sesiydi.
Daye Daye… Düzgün Baba… Ap Sıleman… Mezela Seydemı…

O, türküler ve diller arasında köprüler kuran bir sanatçıydı. Her bir nota, Dersim topraklarında kök salmış bir hikayeyi anlatıyordu.

Mehmet Çapan'ın tınısı, dağlarda yankılananı, ovaları serinleten bir rüzgar gibiydi. O, halkın sesi olmuştu; köylerde, kentlerde, her yerde duyulan ve yürekleri titreten bir melodiye dönüşmüştü.

Şarkıları, geçmişin hatıralarını canlandırırken, geleceğe umutla bakışı da beraberinde getiriyordu.
Mehmet Çapan'ın dokunduğu her bir nota, bir hikaye anlatıyordu. Dinleyiciyi derinden etkileyen eserleri, adeta onun ruhunun bir yansımasıydı. Kültür coğrafyasında gölgeler arasında dolaşan bu sanatçı, sanatının merkezine insanı ve kaybolmaya yüz tutan Zazaca’yı yerleştirmişti.
Çocukluğundan itibaren sanata olan tutkusu, onun hayatının her anını şekillendirdi. Sokaklar, meydanlar ve insan hikayeleri, onun eserlerinde can buldu.
***
İnsanlığın ortak acılarına, sevinçlerine ve hüznüne tanıklık eden bir sanatçı olarak, Mehmet Çapan'ın eserleri önemli bir referans oluşturdu.
Sanatıyla sınırları aşan Mehmet Çapan, geçmişten günümüze uzanan bir miras bıraktı.
***
Ve perde açılıyordu… Mehmet Çapan belki de son kez sahnedeydi… Ancak şarkıları sonsuz zamanda yankılanmaya devam edecekti.